Belçika, Batı Avrupa’nın bağımsızlığını 200 yıldan az bir süre önce kazanmış yeni ülkelerinden biridir. Öncelikle şunu bilmek gerekir ki son 2000 yıldır Avrupa’nın büyük güçlerinin oyun sahası ve savaş alanı ve her birinin belli zamanlarda hüküm sürdüğü bir yer durumundaydı.
Başlangıç Çağları
Belçika’nın tarihi MO 57 yıllarına, Sezar’ın fethettiği Kuzey denizinden Ren nehrine kadar olan bölgeyi göstererek adını Belçika Galyası olarak çağırdığı zamana dayanır. Belçika (orijinali Belgae) Gaul kavimlerinin geneline varılmış bir isimdir. 5. Yüzyılda Roma imparatorluğunu çökmesi ile birlikte bölge kontrolü Germen Frankların eline geçmiştir. Fakat burada bulunan halklar bu süreç esnasında etrafa dağılmışlardır.
Birkaç yüzyıl sonra Şarlmen, Gaul bölgesini birleştirdi ve Batı Avrupa İmparatorluğu’nun geri kalan bölümünü kendi imparatorluğuna kattı. İmparatorluğunun sınırlarını genişletmek amacıyla yaptığı savaşların dışında, Şarlmen, ticarete, sanata ve eğitime verdiği önemle de dikkatleri çeker. Ondan sonar başa gelenler imparatorluğu bir arada tutacak kadar iyi olamadı ve bunun sonucunda bölge parçalara bölündü. Kuzeybatı tarafı Fransızların ve güney doğu bölgesi Almanların eline geçti.
Ortaçağ
Bu bölünme Flanders Kontunun güçlenmesine ve ticari yollar üzerinde bulunan Bruge, Gent ve Yper şehirlerinin refaha erişmesine sebep oldu. Flanders için altın çağ başlamış oldu. İngiltere yünleri ithal edildi ve buralarda dokunup Avrupa kıtasının her yanına satılmaya başlandı.
Flanders bölgesinin bu zenginleşmesi güneydeki güçlü komşu Fransa’nın ilgisini çekti ve bu bölgenin zenginliğini kontrol altına almak istedi. Tabii ki bu Fransa’nın bu hareketi kuzeydeki güçlü İngiltere’yi kışkırtıyordu. Bölgede meşhur Yüzyıl savaşlarının vuku bulmasıyla dengeler değişti ve 1384 te İngilizlerin müttefiki olan Burganya Flanders’ın yönetimini ele geçirdi.
Burgonya Çağı
İyi Philip hükümranlığındaki Burgonya etki alanının Brüksel ve Liege bölgesini de içine alacak şekilde güneye doğru genişletti. Bununla birlikte bölgede büyük kültürel gelişmeler başladı. Sanat alanında birçok eserler verilmeye başlandı. Özellikle resim alanında ünlü Van Eyck kardeşler birçok eserini bu dönemde verdiler.
Bruges in su yollarını yavaş yavaş doldurarak oluşturduğu Schelt Nehri’nin üzerindeki Anvers şehri Flanders’da ticari olarak en önemli şehirlerden biri haline geldi.
16. yy in ortalarında uzun süren bir istikrarsızlık başladı. Buna sebep Aşağı Ülkeler’de (Şimdiki Benelux civarı) protestanlığın yükselmesi gösterilebilir. İspanya kralı bu yeni mezhep oluşumunu şiddet uygulayarak durdurmak istedi. 1648 de Münster Antlaşması’nın imzalanması sadece Hollanda’ni bağımsızlığını sağlamadı. Aynı zamanda Schelt Nehri’nin şu yolu seferlerinin durmasıyla Anvers yavaş yavaş ticaret şehri olma özelliğini yitirdi.
Bağımsızlığa Giden Yol
Takip eden yüzyıl boyunca 14. Louis’in yönetimindeki Fransa Belçika bölgesi üzerinde kontrolü sağlamak için birçok teşebbüste bulundu. Avrupa’daki diğer birçok millet bu tür olaylardan pek hoşnut değildi. Sonunda, 1713’te Fransa’nın Belçika yönetimini tamamen Avusturya’ya bıraktığı Utrecht Antlaşması imzalandı. Biraz da olsa bağımsızlığını kazanmış bir Belçika bölgesi görüntüsü oluşsa da Belçika bölgesindekilerin birbirleri olan anlaşmazlıkları ve bu sırada Napolyon’un yükselişi bölgenin tekrar Fransız hükümdarlığı altına girmesine sebep oldu.
Waterloo Savaşı’nda Napolyon’un bozguna uğramasıyla diğer Avrupa güçleri Belçika’nın kuzeydeki komşusu Hollanda ile birleşmesine karar verdiler. Fakat hemen ardından başlayan ihtilaller sonucunda Belçika 20 Ocak 1831 de tamamen bağımsızlığını kazandı.
Belçikalılar Saxe Coburg’lu Leopold’u kralları olarak seçtiler. Leopold’un saltanatı sırasında Belçika ekonomik ve kültürel olarak yükselmeye başladı. Oğlu 2. Leopold Kongo’yu şahsı toprağı haline getirdi taki ölümünden sonra bu toprakları tamamen Belçika hükümetine verene kadar. Kongo 1960’a kadar Belçika kolonisi olarak kaldı.
Modern Zamanlar
Albert I ve Leopold III hükümranlığı Dünya Savaşı’nı yaşamak zorunda kaldı. 1. Dünya Savaşı ülke topraklarının etrafında cereyan ettiğinden dolayı Belçika için çok hasar verici oldu. Londra ile uzaklaşmak yerine Almanlar’a teslim olan III. Leopold’a karşı hareketlenmeler bailadı. 2. Dünya Savaşı sonrasında kendisine karşı oluşan muhalif yapı tahttan inmesine sebep oldu.
1948 de Belçika, Hollanda ve Luxemburg ile birlikte Benelux Gümrük Birliğini kurdular. Bu oluşum daha sonra 1958 de Benelux Ekonomik Topluluğu adını aldı. Sonrasında ise bunu Avrupa Birliği’nin oluşumu izledi. Brüksel şu an Avrupa Birliği ana merkezidir. Aynı zamanda NATO genel merkezine de ev sahipliği yapmaktadır.
Belçika anayasal monarşi ve parlamenter demokrasi ile yönetilmektedir. Şimdiki Kral Albert II sınırlı hakları olmasına rağmen devletin başındaki insandır. Başbakan haricinde meclis yarı yarıya Flamanca ve Fransızca anadilli üyelerden oluşmaktadır. İki topluluktada başlıca partiler üç gruba aittir: Hristiyan Demokratlar, Liberaller ve Sosyal Demokratlar. Nerdeyse bütün partiler iki dil grubuna bölünmüş durumdadır. Flaman partiler Flanders ve Brüksel’de Frankofon Partiler ’de Valon Bölgesi ve Brüksel’de faaliyet göstermektedirler. Ayrıca küçük bir grup parti de Almanca anadilli topluluğu temsil etmektedir. Farklı topluluklardan dolayı, hiçbir partinin tek başına yönetebilecek kadar koltuk kazanması şimdiye kadar olası görülmedi. Ülkenin iki anadil grubu arasında bölünmesini destekleyen partilerin bazen parlamasına rağmen yapılan anketler halkın büyük bir çoğunluğunun federe yapının korunması gerektiğini desteklediği görülür. Belçika 2010’daki seçimlerden sonra 589 gün resmi bir hükümetsiz kalarak tarihi bir rekor kırmıştır. Fakat bu hükümetsiz zamanlarda bu sebepten dolayı ortada herhangi büyük bir sorun oluşmamıştır.
Belçika küçük ve gelişmiş bir ülkedir. Uluslararası ekonomideki rolü yadsınamayacak derecede önemlidir. Belçika’nın ekonomisi daha çok merkezi lokasyonu, çok gelişmiş nakliye ağı ve çeşitli endüstriyel ve ticari yapısı üzerine yoğunlaşmıştır. Belçika endüstrisini komşuları ve bütün Avrupa ile bütünleşmiş mükemmel bir ulaşım ve nakliye altyapısını sahiptir.
Belçika ekonomisi yüksek üretim gücüne sahip işgücü, yüksek GSMH’si ve yüksek ihracat değerleri ile tanımlanabilir. Endüstrisi genel olarak Flaman bölgesi, Brüksel ve en büyük iki Valon şehrinde, Liege ve Charleroi, yoğunlaşmıştır. Belçika daha sonrasında işlenip tekrar ihracat edilmek üzere birçok yarı bitmiş mamul ve hammadde ithalatı yapmaktadır. Hammadde, makine ve teçhizat, kimyasallar, ham elmas, ilaç hammaddeleri, yiyecek, nakliye araç gereçleri ve petrol ürünleri Belçika’nın başlıca ithal ettikleri arasında yer alır. Artık kullanımı oldukça azalan kömür haricinde Belçika kayda değer bir hammaddeye sahip değildir. Yine de Belçika ekonomisi birçok ekonomi dalı ile kendinden önemli ölçüde söz ettirir. Belçika ihracatı GSMH’sinin %80’ini oluşturmaktadır. Kişi başına ihracat rakamları bakımında lider ülkeler arasında olan Belçika, Avrupa ticaretinin bir nevi güç taşlarındandır. Hizmet sektörü çok ileri seviyededir. Gelişmiş ağır sanayisine rağmen ve de çok yaygın olan tarım sadece GSMH’sının %1’ini oluştururken hizmet sektörü yaklaşık %75’ini meydana getirmektedir.
Belçika ekonomisi dünya ticaretinin seyrine yüksek ölçüde bağlıdır. Ticaretinin %80’ini AB üyesi ülkelerle yapmaktadır. Bu yüzdelik göstergesi, Belçika’yı ticaretini çeşitlendirmek için AB üyesi olmayan ülkelerle oluşabilecek fırsatları aramaya itmektedir. Belçika otoriteleri kural olarak dış yatırımcıya karşı misafirperver ve açık bir ekonomi olması yönünde uğraşmaktadır. Fakat bunun yanında üye ülkeleri bağlayan AB ticari kuralları bunu bir nebze olsa da engellemektedir.
Avrupa’nın merkezinde yer alan ve Avrupa Birliği’nin başkentine ev sahipliği yapmakta olan Belçika özellikle bir Avrupa ülkesinde yatırım yapmak ve iş hacmini genişletmek isteyen kişiler ve kurumlar için çok elverişli bir ülkedir. Ülke yatırımcılar için birçok fırsatlar sunmaktadır.
Açık Ekonomi
Latin, Germen ve Anglo Saxon kültürlerinin kavşak noktasında olması Belçika’nın tarih boyunca müreffeh bir pazaryeri olmasını sağlamıştır. Belçika’nın AB’ye merkez olması, OECD ve WTO gibi yapılara ev sahipliği yapması yüzölçümünün küçüklüğüne rağmen rekabetçi pazarda global dünyaya iyi entegre olmasına yardımcı olmuştur.
Yıllık Ernst & Young European Investment Monitör 2011 raporuna göre Belçika en cazip yatırım ülkeleri arasında 6. sırada yer almaktadır.
Belçika’ya yatırım yapılan sektorlere bakıldığında satış ve pazarlama projeleri sıralamada en üstte yer almakta ve bunu endüstriyel ve lojistik sektörleri takip etmektedir. Bununla birlikte Belçika ihracatta dünyada önemli ülkelerden biridir.
Stratejik Konum
Belçika stratejik olarak Avrupa’nın tam orta bölgesinde buluna bir ülkedir. Almanya, Hollanda, Fransa ve Luxemburg gibi gelişmiş ülkelere komşu olan Belçika İngiltere’ye ise bir taş atımlık mesafede bulunmaktadır. Avrupa’nın en yoğun ve en zengin nüfuslu bölümünde yer alır. Belçika Avrupa’nın kilit pazar ve tedarikçilerine çok rahat bir şekilde ulaşılabilecek konumda olmanın sefasını sürmektedir.
Altyapı
Belçika gelişmiş havalimanı, deniz limanı, karayolları ve demiryolları altyapısı ile gurur duymaktadır.
Fransa, Almanya ve Hollanda’yı birbirine bağlayan Belçika karayolu ağı 7 adet uluslararası yolu ile Avrupa’dakilerin en iyilerinden biridir. Bölgesel ve şehirlerarası yolları birçok çeşit iş sektörüne potansiyel yayılma alanı sağlamaktadır. Belçika yılda taşıdığı 188 milyon yolcu ve 62 milyon ton yük ile dünyadaki en işlek demiryolu ağlarından birine sahiptir. Yüksek hızlı trenler günde 10’dan fazla Londra, Paris, Amsterdam ve Köln seferi yapmaktadır.
Belçika’nın büyük limanları sırasıyla Anvers, Zeebrugge, Gent, Brüksel ve Liege limanlarıdır. Anvers limanı Avrupa’nın ikinci en büyük limanıdır. 2008’de 17000 gemi Anvers limanına yanaştı ve limana 189.4 milyon ton yük indi bindi yapıldı. Amaç olarak hedef yük indi bindisi yılda 300 milyon tondur.
Yaygın ülke içi şu yolları ağı önemli Belçika limanlarını Avrupa’nın diğer ülke içi limanlarına bağlar. Scheldt ve Meuse nehirleri ve bunlarla birleşen kanallar ile Belçika’nın neredeyse birçok bölgesine su yolu ile ulaşılabilir. Avrupa’nın ikinci büyük bu tarz su yolu yapısına sahip olan Belçika da büyük ölçekli yükler hem çevreye az zararı olması hem de düşük nakliye ücretleri ile bu yolla taşımayı cazip hale getirmiştir.
Havalimanları Belçika’nın hava yolculuğu konusunda ne kadar iyi bir konumda olduğunun göstergesidir. Brüksel Uluslararası Havalimanı Avrupa’nın birçok önemli şehrine 2 saatten az bir sürede uçabileceğiniz bir havalimanıdır. Dünya çapında birçok yere direk uçabileceğiniz havaalanına yılda yaklaşık 20 milyon yolcu ayak basmakta. Bunu yanında Liège-Bierset, Charleroi (Brussels South), Anvers ve Ostend havalimanlarından birçok uluslararası charter uçuşları yapılmaktadır. Birçok komşu ülke vatandaşları da bu havalimanlarını kullanmaktadır. Ayrıca Brüksel’den çevre ülkelerdeki büyük havalimanlarına da ulaşmak çok kolay.
Akıllı vergilendirme
Yasal mekanizma nominal oranları düşürme imkanı vermektedir. Bir çok çeşit vergi teşviki bireyler ve şirketler için Belçika’yı en cazip yaşama ve iş yapma mekanı haline getirmektedir.
İşgücü kalitesi
Belçikalı çalışanların kalitesi herkesçe iyi bilinir. Belçikalılar esnek, yenilikçi ve problem çözme de yetenekli insanlardır. Bunu yüksek eğitimin ve öğretimin seviyesinin ileri düzeyde olmasına bağlayabiliriz. Uluslararası İşçi Örgütü ve OECD raporlarına göre Belçikalı çalışanlar dünyada en üretken olanlardır. Diğer bir özellikleri ise birçok dil bilmeleri. Bunun yanında Brüksel’de Belçikalı olmayan 140 bin civarı insan yaşamakta ve çalışmakta. Bu da çalışma kültürüne birçok zenginlik getirmekte. Ülkeye yeni gelen veya gelecek olanların kolayca bilgi edinmelerine vesile olmaktalar.
Hayat kalitesi
Birçok durumda bir yerdeki hayat kalitesi o bölgede firma kurmada veya bir yatırım projesinde yer almada göz önünde bulundurulan önemli faktörlerden biridir. Belçika dünya üzerinde yaşanılası yerler arasında 17. sırada yer almaktadır. Bunun yanında sağlık sistemi dünyada en iyilerden bir tanesidir. Belçika’da 1000 kişiye 4 doktor düşmektedir ve bu rakam OECD ülkeleri arasında en iyilerden bir tanesidir.
Belçika’da şehir içi ve şehirlerarası ulaşım seçenekleri çok fazladır. Çevresindeki diğer ülkelerle iyi entegre olmuş gelişmiş bir ulaşım ağına sahiptir.
Karayolu
Avrupa’nın E-19, E-17, E-40, E-411 ve E-313 gibi anayolları Belçika’dan geçmektedir. Belçika’da bütün otoyollar ücretsizdir ve ülkenin her yanına uzanmaktadır. Brüksel hariç diğer yerlerde trafik işaretleri yerel dildedir. Brüksel’de bütün işaretler iki dilde gösterilir. Çoğu şehirin iki dilde ayrı isimleri vardır. Belçika’da bir yerden bir yere giderken karayolunu kullanmak en etkin yöntemdir.
Denizyolu
Yolcu limanlarının başlıcaları Zeebrugge ve Ostend limanlarıdır. Zeebrugge limanından İngiltere’nin Hull ve Rosyth limanlarına gün aşırı deniz seferleri bulabilirsiniz. Bununla beraber Ostend limanından her gün İngiltere’nin Ramsgate limanına feribot seferleri düzenlenmektedir. Ayrıca kanallar ve nehirler vasıtasıyla şehirlerarası küçük bot turları da mevcuttur.
Havayolu
Brüksel Uluslararası Havalimanı Avrupa’nın birçok önemli şehrine 2 saatten az bir sürede uçabileceğiniz bir havalimanıdır. Dünya çapında birçok yere direk uçabileceğiniz havaalanına yılda yaklaşık 20 milyon yolcu ayak basmakta. Bunu yanında Liège-Bierset, Charleroi (Brussels South), Anvers ve Ostend havalimanlarından birçok uluslararası charter uçuşları yapılmakta. Birçok komşu ülke vatandaşları bu havalimanlarını kullanmaktadır. Ayrıca Brüksel’den çevre ülkelerdeki büyük havalimanlarına da ulaşmak çok kolay.
Demiryolu
Belçika çok etkileyici bir demiryolu şebekesine sahiptir. Başkent bu sistemin kalbi konumundadır ve ülke dışındaki birçok büyük şehre direk ulaşım vardır. Trenler dakik hareket eder ve çok modern ve rahattır. Belçika’nın SNCB tarafından işletilen demiryolu ağı ülkenin tamamına çok etkili bir şekilde yayılmıştır ve ana demiryolu hatları genellikle Anvers, Brüksel ve Namur gibi büyük şehirlerden geçer. Seyahatler çok kolaylaştırılmıştır. Yüksek hızlı trenlerle Batı Avrupa’nın diğer büyük şehirlerine çok hızlı direk ulaşımı sağlarlar. Aşağıda bazı şehirlere olan seyahat sürelerini görebilirsiniz.
Brüksel – Paris: 1 saat 22 dakika
Brüksel – Amsterdam: 1 saat 53 dakika
Brüksel – Frankfurt: 3 saat 22 dakika
Brüksel – Londra: 1 saat 51 dakika
Toplu Taşıma
Toplu taşıma ağı, otobüsüyle, büyükşehirlerde tramvayıyla ve metrosuyla ülkenin her yerine ulaşımı sağlamaktadır. Çoğunlukla şehir içi kısa mesafelere hizmet veriliyor fakat şehirlerarası otobüs hizmeti de mevcuttur. Otobüs hizmeti şehirlerarası trene nazaran daha yavaş olmasına mukabil daha ucuz hizmet vermektedir. Ayrıca ünlü 31 numaralı tramvayı (Kusttram) deneyerek Hollanda sınırından Fransa sınırına kadar güzel bir sahil seyahati yapabilirsiniz. Şehirlerde normal bir bilet 2 Euro’yu geçmez. Yerel taşıma farklı firmalar tarafından yürütülmektedir: Brüksel’de STİB/MİVB, Flanders’ta De Lijn ve Valonya’da TEC firmalarıdır. Brüksel dışında birbirlerinin biletleri geçerli değildir. Bilet makinalarından ucuz bilet temin edebilirsiniz. Ayrıca uluslararası ucuz seyahat için de özel otobüs firmalarının hizmetlerinden yararlanabilirsiniz.
Belçika’da Kuzey Denizi ve Atlantik Okyanusundan etkilenen yazların serin olduğu ve kışların hafif geçtiği ılıman bir deniz iklimi yer almaktadır. Deniz etkisi iç bölgelerde daha az olmasına rağmen, ülke küçük olduğundan dolayı bölgeler arasında fazla hissedilemeyecek kadar az iklim değişikliği gözükür. Nisan ve Eylül ayları arası daha kuru olmak üzere tüm yıl boyunca ülkede yağış görülebilir. Özellikle sonbahar ve kışta Atlantik’in düşük basınç etkisi şiddetli rüzgarları ve rahatsızlık verici bir havayı ülkeye getirir. Hatta kışları bazen sıcaklık sıfırın altında seyredebiliyor. Yazları ise doğu rüzgarları sıcak ve kuru bir hava olmasına sebep olabiliyor.
Belçika kültürünü kısaca dünyaca ünlü sanatın, lezzetli yiyeceklerin, barok mimarisinin ve ikonik edebiyatın bir araya gelmesiyle oluşan bir kültür olarak tanımlayabiliriz. Belçika, Brüksel ve Valonya da Fransızca konuşan kültür ve topluluğu ve Flaman bolgesinde Flaman kültür ve topluluğunu içerdiğinden dolayı zengin bir kültürel çeşitliliğe sahiptir. Ayrıca Batı Avrupa kültüründe önemli bir rol oynar. Bunun yanında Belçika kültürü bünyesinde bulunan çoğunluğu Kongo, Türk, Fas ve Musevi kökenli olmak üzere diğer etnik grupların kültürleriyle de ekstra zenginleşmiş ve renklenmiştir.
Belçika, tarihinde Avrupa’nın birçok büyük gücünün hükümranlığı altında kalması sebebiyle Avrupa’daki en zengin sanat eserlerine ve mimariye sahip ülkelerden biridir. Tarihi dönemlere göre roma stilinde Collegiale Saint Gertrude de Nivelles and Cathedrale Notre Dame de Tournai, gotik stilde Anvers’teki Cathedral of Our Lady, Brüksel’de barok tarzı Grand Place ve rönesans stilinde Liege’deki Prince Bishop gibi stillerde örnekler görmek mümkündür. Belçika aynı zamanda Belçika ve dünya mimarisine damgasını vuran Victor Horta ve Henry Van de Velde gibi birçok yeni sanat (Art Nouveau) mimarlarını da yetiştirmiştir.
Belçika edebiyatı önceki zamanlarda daha toplu idi fakat şimdi Flaman ve Frankofon edebiyatı olarak bölünmüş durumda. 20. Yüzyılın ortalarına kadar Belçikalı yazarlar Flaman kökenli olanlar dahil Fransızca eserler verdiler. Bu da doğal olarak Fransızcanın bölgede ve hatta dünya da baskın bir dil olmasından kaynaklanmaktaydı. Flamanlar daha önemli pozisyona geldikçe Flaman yazarlar Flanders’ta ön plana çıktılar. Frankofon edebiyatını Fransız edebiyatından ayırabilmek çok zor çünkü Baudelaire, Apollinaire, Rimbaud ve Verlaine gibi yazarların Belçika’ya iltica etmesi ve aynı zamanda Amelie Nothomb ve Simenon gibilerin de Paris’e yerleşmesi etkileşmeyi maksimum seviyeye çıkarmıştır. Bazen Suzzane Lilar, Emile Verhaeren ve Maurice Maeterlinck( 1911 Nobel Ödülü sahibi) gibi yazarların eserlerini Fransızca yazmalarından ve çoğu hayatlarını Flanders dışında yaşamalarından dolayı Belçikalı yazarları Flaman veya Frankofon diye ayırmak çok zor olmaktadır. Belçika, Guido Gezelle (1830–1899), Emile Verhaeren (1855–1916), Max Elskamp (1862–1931), Maurice Maeterlinck (1862–1949), Paul van Östaijen (1896–1926), Henri Michaux (1899–1984) and Jacques Brel (1929–1978), Hendrik Conscience (1812–1883), Charles de Coster (1827–1879), Willem Elsschot (1882–1960), Michel de Ghelderode (1898–1962), Georges Simenon 1903-1989, Louis Paul Boon (1912–1979), Hugo Claus (1929–2008), Pierre Mertens (born in 1939) Ernest Claes (1885–1968), ve, Amélie Nothomb (1967- ) gibi yazar ve şairlerin vatanıdır.
Belçika karikatürleri karikatür tarihinde farklı bir alt gruptadır ve Avrupa karikatürünün gelişmesinde ortak tarih paylaşmış olduğu Fransa’yla beraber büyük rol oynar. Belçika, Hergé (Teneten’in Maceraları), Peyo (Şirinler), Franquin (Spirou et Fantasio, Marsupılamı, Gaston), Willy Vandersteen (Spike and Suzy), Morris (Red Kit), Edgar P. Jacobs (Blake and Mortimer), Jef Nys (Jommeke) ve Marc Sleen (Nero) gibi çok tanınmış karikatüristlerin evidir.
Belçika müzik alanında da birçok ünlü sanatçı yetiştirmiştir. Cesar Franck, Henri Vieuxtemps, Guillaume Lekeu, Eugene Ysaye and Wim Mertens. Bobbejaan Schoepen, Jacques Brel, Johnny Hallyday, Arno and Maurane gibi birçok bestekar Belçika’dan çıkmıştır. Saksafonun mucidi Adolphe Sax Belçika’da doğmuştur. Uluslararası iyi tanınan grupları Aka Moon, Octurn ve Maak’s Spirit ile birlikte aktif ve çeşitli bir caz dünyasını Belçika’da yaşayabilirsiniz. Bunun yanında Vaya Con Dios, Axelle Red ve K’s Choice gibi ünlü şarkıcıları vardır.
Belçika’nın kültür hayatında festivaller büyük rol oynar. Neredeyse bütün şehir ve kasabaların kendi kutladıkları hatta bazılarının yüzyıllar öncesine dayandığı festivalleri vardır. Bu festivaller tamamen turistik amaçlı olmayan ve hazırlanması bazen aylar süren festivallerdir. Bu festivallerden en bilinenleri ise Mons yakınlarında düzenlenen ve 3 gün süren Binche karnavalı, Mayıs ayında Bruges te düzenlenen Holy Blood geçit töreni, Liege’deki 15 Ağustos festivali ve Namur’daki Valon festivalidir.
Ülkedeki en popular spor çeşitleri futbol, tenis ve bisiklettir. Birçok ünlü bisikletçinin de bulunduğu Tours de France bisiklet yarışlarında Belçikalı Eddy Merckx 5 defa birinci olmuştur. Belçika’da bayanların baskın olduğu ve Justine Henin-Hardenne ve Kim Clijsters gibi başarılı isimlerin çıktığı tenis sporunun epeyce takipçisi vardır. Formula yarışlarının düzenlendiği pistlerden biri olan Spa-Francorchamps pisti birçok dünya çapında motor yarışlarına sahne olur.
Çikolata Dünyasını yaşayın
Belçika’nın çikolata ile ilgili şöhreti ikon çikolatacı Neuhaus’un kurucusu Jean Neuhaus’un pralin çikolatayı keşfetmesiyle başlar. Belçika çikolatasını dünya üzerindeki diğer çikolatalardan ayıran, yapımında sadece doğal ürünlerin kullanılmasıdır. Çikolataların tadındaki farklılık hiçbir suni madde kullanmadan sadece kakao ve şeker oranlarının değiştirilmesi ile elde edilir. Çikolatalarda tamamen saf kakao tadı vardır çünkü herhangi bir bitkisel katkı kullanılmaz. Çoğu geleneksel çikolatacılarda hala eski sistem çikolata üretim teknikleri kullanılır. Yaşadığımız modern zamanlar teknoloji güdümlü olmasına rağmen Belçika pralinleri hala elde yapılır. Kendine has tadı ve kokusunu iyi koruması için çikolatalar tamamen bitmeden soğutulmaz.
Belçika’da her an yakınlarınızda bir çikolatacı bulmak mümkündür. Belçika da 2100 çikolatacıda yaklaşık her yıl 172 bin ton çikolata üretilir. Brüksel Havaalanı yılda 800 ton çikolata satışı ile dünyada perakende çikolata satışında birinci sıradadır.
Belçika’ya geldiğinizde yapmanız gerek en önemli şeylerden biri çikolata turlarına katılmak olabilir. Bu turların en eğlenceli yanı çikolataları tatmaya başladığınızda başlayacaktır. Hatta bir çikolata üretim yerinde düzenlenen herhangi bir atölye çalışmasına da katılabilirsiniz. Eğer gününü denk getirebilirseniz bazı yerel çikolata festivallerinin tadını çıkarabilirsiniz.
Aşağıda bazı çikolata ile ilgili müze ve tanıtım merkezlerini bulabilirsiniz:
La Maison des Maitres Chocolatiers Belges: 10 çikolata ustası geleneksel kreasyonlarını sergilemekteler. Tur, tatma ve atölye çalışması için uygun bir yer. Grand Place 4 – Brussels www.mmcb.be
Musee du Çacao et du chocolat: Çikolatanın bütün yapım evrelerini burada görebilirsiniz. Rue de la Tete d’Or 1-9 – Brussels www.mucc.be
Chocolaterie Duval: Minimum 5 kişilik gruplar için tur, tatma ve atölye çalışmaları mevcut. Rue des Chardons 19 – Brussels www.chocolaterieduval.com
Planete Chocolat: Hafta sonları sunumların yapıldığı modern bir çikolata fabrikası. Rue du Lombard 24 – Brussels www.planetechocolat.be
Zaabar: Bu çikolata fabrikası sizlere fabrika mağazasında ürünlerini tatma imkanı verecektir. Chaussée de Charleroi 125 – Brussels www.zaabar.com
Chocolatier Manon: El yapımı çikolataların yapımını görmek için ziyaret edilebilecek bir yer. Rue du Congrès 24 – Brussels www.chocolatiermanon.com
Benoit Nihant: Akşam bile çikolatalarını tadabileceğiniz ayrıca burada yapılan özel şekerleri de deneyebileceğiniz bir yer. Voie de l’Ardenne 45 – Embourg www.bemoitnihant.be
Cyril Chocolat: Çikolata sergisi, tanıtıcı filmleri ve pralinlerin nasıl yapıldığını görebileceğiniz bir mekan. Samree 63- Samree (La Roche-en-Ardennes) www.cyrilchocolat.be
Chocolaterie Artisanale Ph Defroidmont: Bir atölye çalışmasına katılarak hünerinizi gösterebileceğiniz bir yer. Briscol 19A – Erezee www.chocolatier-defroidmont.be
Jean le Chocolatier: Randevu ile bir atölye çalışmasına katılabilirsiniz. Rue de l’Hotel de Ville 15 – Habay-La-Neuve www.jeanlechocolatier.com
Midye, Patates Kızartması ve Waffle yiyin
Midye ile patates kızartması tadılması gereken çok ünlü bir Belçika yemeğidir. Restoranda tipik Belçika midyesi sipariş verdiğinizde toprak çanak içinde haşlanmış midye ve yanında mayonezi ile patates kızartması önünüze sunulur. Otantik olsun diye midyeleri yararken çatal yerine midyenin kendi kabuğunu kullanabilirsiniz. Eylül ile Şubat arası midyenin bol olduğu en güzel dönemdir. Midye ile ilgili bilimsel sergi görmek ve biraz bilgi edinmek için Brüksel’deki Doğa Bilimleri Kraliyet Enstitüsünü ziyaret edebilir ve daha sonrasında midye yiyebileceğiniz meşhur restoranları bulabileceğiniz Grand Place’nin arkasındaki Kasp Sokağını (Rue des Bouchers) ziyaret edebilirsiniz. Çok turistik bir yer fakat çok eğleneceğinizden ve lezzet alacağınız bir tecrübe yaşayacağınızdan emin olabilirsiniz. Midyeyi buralarda 10 çeşitli şekilde pişirilmiş olarak bulabilirsiniz. Chez Leon bu bölgedeki adı en çok bilinen restorandır.
Midyenin yanında servis edilmesi haricinde, bir öğün olarak da patates kızartması alabilirsiniz. Belçika patates kızartmaları özel Belçika Bintje patatesi ile yapılmakta. Belçika patatesinin diğer bir özelliği de iki kez kızartılıp ve birçok çeşit sos ile külah haline getirilmiş kağıt içinde servis edilmesidir. Bu patates kızartmasının iç tarafı yumuşak dışı ise çıtır çıtırdır. Bu patatesleri tadabileceğiniz yerler genelde frietkot adı verilen küçük büfe şeklinde kurulmuş kızartma patates kulübeleridir. Belçika’nın tamamında 4000 den fazla freitkot vardır ve bunların bazılarında 50 den fazla sos bulunur.
Tabii ki hepsinden sonra tatlıya zaman geldiğinde ilk aklınızda bulunması gereken Belçika’nın meşhur waffle tatlısıdır. Belçika waffle’i büyük ölçüsü, hafif yağı ve geniş ve derin karelerden oluşan şekli ile diğer bölgelerdeki waffle’dan farklıdır. Waffle yüzyıllardır geleneksel Belçika diyetinin bir parçasıdır. Çoğu waffle yerinde waffle sıcak ve pudra şekeri ile servis edilirken turistik bölgelerde üzerine çikolata sosu, krem şanti ve meyva çeşitleri konarak servis edilir. Belçika’nın kendi içinde de iki ayrı waffle çeşidi bulunur. Bunlar Brüksel ve Liege waffle’larıdır. Brüksel’deki hafif kahverengi dışı ve derin çukurları ile dikdörtgen şeklindedir. Liege waffle’i ise üzerinde karamelleşmiş şekeri ile daha çıtırımsı bir lezzet verir.
Programınızı karnaval ve festival zamanına göre ayarlayın
Belçika yıl boyunca birçok festival, karnaval ve geçit törenine ev sahipliği yapar. Gerçeği söylemek gerekirse Belçika’da bu tür şenliklerin olmadığı bir zamanı bulmak azdır. Ortaçağdan beri her yıl düzenlenen müzik, sanat, film gösterileri veya tarihi geçit törenleri mutlaka görülmesi gereken aktivitelerdir. Çok azı basit yapıda olmakla beraber çoğu hazırlıkları vakit alan, detaylı, kendine has kostümleri olan şenliklerdir. Bunlardan bazıları:
Andenne Bear Carnival
Ath Parade of the Giants
Beselare Witch Parade
Binche Carnival
Bruges Procession of the Holy Blood
Brussels Ommegang
Blanc Moussis Çarnival of Stavelot
Zinneke Parade – Brussels
Dinant International Bathtub Regatta
Bu festivaller ve karnavallar dünyanın dört bir yanından farklı eğlence zevkleri olan binlerce insanı cezbetmektedir. Örneğin rock müzik hayranıysanız bilmelisiniz ki Belçika Avrupa’nın en büyük müzik festivallerinden biri olan ve toplam 4 gün dünyaca ünlü starların performanslarını gösterdikleri Rock Wretcher müzik festivaline ev sahipliği yapar. Gent’te her yıl 2 milyon ziyaretçi çeken popular müzik ve tiyatro festivali olan Gentse Feesten şenlikleri düzenlenir. Bunun yanında film hayranları Brüksel, Gent ve Liege gibi şehirlerde yapılan filim festivallerinde eğlenebilirler.
Ardenlerde doğayı hissedin
Ardenler Belçika’nın güneyinde, daha ayrıntılı anlatmak gerekirse Valonya’nın tam güneyinde yer alır. Fransa kıyılarından Belçika’ya doğru arabayı sürdüğünüzde fazla engebesi olmayan bir arazide seyahat ettiğinizi düşünürsünüz. Fakat yine o taraflardan Liege ve Ardenne bölgesine doğru sürdüğünüzde bütün arazi yapısı değişir. Önünüze yüksek dağlar çıkmaya başladığında yol yukarı doğru şekil alır. Bu bölge yeşilliğin yoğunluğundan dolayı Belçika’nın akciğerleri gibidir. Valonya’nın en güzel doğa ile içiçe olabileceğiniz yerlerinden bahsedildiğinde akla gelen ilk yer Ardenler’dir. Bu bölge zengin bitki örtüsü, büyük geniş yapraklı ağaçların oluşturduğu ormanları, tepeleri ve debileri yüksek akarsuları ile doğanın bozulmamış yerlerinden biridir ve bölgenin dağlık olmasına rağmen arabayla, trenle ve otobüsle gidiş çok kolaydır.
Yüzlerce iyi işaretlenmiş değişik uzunlukta yürüyüş rotaları, insanın soluğunu kesen manzaraları ve insanı tamamen suni yapılardan uzak hissettiren bir havası vardır. Fakat yine de hoş bir kafe, otel veya bir köy dükkanına yakınsınızdır. Küçük sayılabilecek bir alanda bu kadar yoğun bir doğa olması ve birçok çeşit doğa sporları imkanı olması insanı hayretlere düşürebiliyor. Bahar Ardenler için yürüyüş, bisiklet, olta balıkçılığı ve kano sürmek için en güzel mevsimdir. Ata binmek, tırmanma ve dağ bisikleti sporları Ardenler’de yapılabilecek diğer aktivitelerdir. Ayrıca hevesli dağcılar için heyecan verici bir meydan okuma olanağı sunar. Kışlar ise kayakçılar, kızakla kaymayı sevenler ve kar motosikleti binmek isteyenler için muhteşem bir eğlence yeridir.
Bunun yanında bölgede bulunan ilginç birkaç mağarayı ziyaret edebilirsiniz. Kısaca Ardenler her daim hareket bulabileceğiniz bir yerdir. Bu taraflara gelince ziyaret edilmesi gereken yerlerden biri de Spa Francorchamps pisti. Spa gibi güzel bir şehrin içinde bulunan pist motor sporları fanatikleri için en azından bir yarış seyredebilmek için çok güzel bir fırsat sunar. Yarış olmadığı zamanlarda pisti dolaşabilirsiniz.
Bölgede geleneklerin ve folklorun yaşadığı ve yerel el sanatlarından keyif alacağınız resmedilesi birkaç küçük köy bulabilirsiniz. Bunun yanında sakin yeşilliğin içinde inşa edilmiş muhteşem kaleler ve şatolar görmeniz gereken yapılardır. Bu yapılar özel günlerde ve festival zamanlarında düzenlenen yöresel aktivitelerle bizlere buradaki tarihi biraz da olsa kafamızda canlandırmamıza yardımcı olurlar.
Ardenlerde her isteğe ve bütçeye göre konaklama imkanı bulmak mümkündür. Hatta geceyi yukarıda bahsettiğimiz kale veya şatoların birinde geçirme imkanınız bile olabilir.
Grand Place’da bir gün geçirin
Uluslararası tarihi ünü, mimari kalitesi ve zengin süslemeleriyle Grand Place dünya üzerindeki en güzel meydanlardan biridir. Çevredeki binaların ve özellikle asimetrik yapısı ile dikkat çeken belediye binasının muhteşem görüntüsü insanı tarihin belli dönemlerine götürmektedir. Festivaller ve düzenlenen kültürel organizasyonlar bu özel mekanın atmosferini daha hoş hale getirmektedir ve buradaki otellerin, restoranların, kafelerin, tipik dantel dükkanlarının ve çikolatacıların işlerinin artmasını sağlamaktadır. Meydanın yakınlarında birçok dantel dükkanı vardır. Bu dükkanlarda el yapımı masa örtüleri, sehpa örtüleri ve düğün elbisesi işlemeleri bulabilirsiniz. Bu ürünlerin fiyatları ölçüsüne ve el işçiliğine bağlı olarak değişmektedir.
Aralık zamanı, Brüksel AB ülkelerinin geleneksel yiyecek ve içeceklerini sunduğu stantlarla donatılmış meydanda kurulan Avrupa Birliği Noel Pazarı’na ev sahipliği yapmaktadır. Ayrıca Temmuz’un ilk perşembesi Belçika’nın ünlü festivallerinden biri olan Ommegang, Grand Place’da düzenlene gösterilerle daha muhteşem hal alır. Ommegang’da, Brüksel’in sokakları ortaçağ zamanı kostümler giyerek o zamanları canlandıran insanlarla dolar. Buralardan Brüksel’in merkezine meydana doğru yürüyüşler düzenlerler.
Bruges’te geçmiş zamanlara gidin
Kuzeyin Venedik’i olarak bilinen Bruges Avrupa’nın en güzel şehirlerinden biridir. 2000 yılında UNESCO’nun Dünya Mirasları Listesi’nde yerini aldı. Romantik kanallar boyunda ve dar arnavut kaldırımlı sokaklarda yürürken kendinizi bir an ortaçağda hissedebilirsiniz. Tarihi mimarinin çok iyi korunmasına rağmen şehri çevreleyen eski surlar yerinde durmamaktadır. Şimdi sadece surların olduğu yeri çevreleyen bir kanal mevcuttur. Bu kanalın üzerinde şehre girişi sağlayan Smedenpoort, Kruispoort, Gentpoort, Ezelpoort, olmak üzere 4 adet geçit bulunmaktadır. Bu geçitler mimarileri açısından muhteşem yapılardır. Hatta Gentpoort geçidi müze olarak kullanılmaktadır. Bugün merkez meydan, tarihi sokaklar ve şehri saran kanalları ile Avrupa’nın sahip olduğu en otantik şehirlerden biridir. Flanders’ta kartpostallık bir görüntüsü bulunan bir masal şehrini andırır. Şehrin içinde bir kanal turu yapabilir ve şehrin içinde eski tarz at arabaları ile şehrin etrafını dolaşabilirsiniz.
Belçika’nın kalelerini ve şatolarını görün
Belçika’da gerçekten göz ardı edilemeyecek sayıda kale ve şato vardır. Yüzölçümünün küçük olmasına rağmen Belçika’da bulunan kale ve şatoların yoğunluğu şatoları ile ünlü İskoçya’yı aratmaz. Yaklaşık olarak ülkede 3 bin kale, şato ve saray 30 bin kilometrekare içinde bulunmaktadır. Yani diğer bir ifade ile her 10 kilometrekare başına 1 adet bu tarz yapı düşmektedir. Bazı bölgelerde köy başına 2 adet kale düşebilmektedir. Çoğu kendi küçük bir ormanı andıran bahçelerinin içinde saklı durmaktadır. Hatta bazılarına erişebilecek bir vasıta yolu bile bulunmamaktadır. Bazen yolda aracınızla ilerlerken güzel bir arazide muhteşem bir tarihi kale görebilirsiniz. Fakat yine de eğer kaleyi işaret eden bir tabela görmezseniz yolda gördüğünüz kaleye ulaşmak için ilk çıkışı almayın çünkü bambaşka bir yere çıkabilirsiniz. Belçika’da halka açık 400’un üzerinde kale ve şato vardır. Bunlar resepsiyonlar, seminerler, özel yemekler için günübirlik kiralanabilir. Hatta basılar büyük restoran veya otel olarak hizmet vermektedir.
Namur ve Liege bölgelerinde çokça bu tarz kale ve şatoları bulabilirsiniz. Aşağıda belli başlı kale ve şatolardan bazılarının isimlerini görebilirsiniz.
Brüksel Kraliyet Sarayi Brüksel
Laken Kraliyet sarayi Laken
Borrekens Kalesi Vorselaar
Cleydael Şatosu Aartselaar
Sainte-Aldegonde Kalesi Bornem
Het Steen Anvers
De Sterckshof Deurne
Het Gravensteen Gent
Poeke Şatosu Poeke
Rumbeke Şatosu Rumbeke
Wijnendale Şatosu Torhout
Bouchout Şatosu Meise
Viron Şatosu Dilbeek
Argenteuil Şatosu Waterloo
Fallais Şatosu Braives
Harze Kalesi Aywaille
Seraing Kalesi Verlaine
La Roche-en-Ardenne La Roche-en-Ardenne
Corroy Şatosu Gembloers
Namur Kalesi Namur
Walzin Şatosu Dinant
Dinant Kalesi Dinant